DOĞUŞ “Doğuş, dirilişin başlangıcıdır.”

Asım Onat
Trabzon’un Çaykara ilçesinde dünyaya geldi. İlk, orta ve lise tahsilini Hatay’ ın Kırıkhan ilçesinde tamamladı. 1979 yılında girdiği Karadeniz Üniversitesi Fatih Eğitim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünden 1983 yılında mezun oldu. Halen kuruculuğunu kendisinin yaptığı anaokullarındaki çalışmalarına kurucu ve idareci olarak devam etmektedir. Öğrencilik yıllarından itibaren yazı ve şiir yazmaya ilgi duydu. Çeşitli dergilerde şiir, deneme ve araştırmaları yayımlandı. Şiirlerinde daha çok İkinci Yeni Akımı’ nın etkisinde kalsa da kendine özgü imge temelli sürrealist bir akım arayışı içindedir. Muhtevada milli ve insani değerleri temel alır. Yazılarında geçmiş ile gelecek arasında uhrevi bir bağ çağrışımı kurar. Yazar, evli, üç çocuk babasıdır.
05.11.2020
1.674
A+
A-

Yıllarca tohuma durdu dirilişin en köklü fikirleri. Çatladı bir gün tohum toprağın altında. Selama durdu toprak, selama durdu sancak. Yeryüzü mescit, yollar kılavuz bize. Az gittik, uz gittik, dere tepe düz gittik. Eskidi ayakkabılarımız, nasır tuttu ayak tabanlarımız ama bitmedi çileli yolculuğumuz! “Ömür biter yol bitmez.” yazıyordu bazı araçların arkalarında ve biz yürüyorduk bu çileli yolda azimle…

            Gün doğdu, gün battı. Günler ayları, aylar yılları kovaladı. Yıllar yüzyılları devirdi. Ama biz devrilmedik. Devrimi devirmek için yalın ayak baş açık, eller duada gidiyorduk. Vardık mı menzile bilinmez ama yolda çok kayıplar verdik. Ardımızda koca koca mezarlar bıraktık. Daha neler mi kaybettik? Biter mi saymakla bilinmez fakat insan görünümlü mahluklar, altın görünümlü bakırlar. Hepsinden önemlisi fikirli görünen fikirsizler bıraktık ve yanımıza bir avuç hakiki insan ve bir de yolumuzu aydınlatacak gönül feneri aldık. Yürüdük, yürüdük, yürüdük ve bir gün diriliş evinin dayandık kapısına. Garip sesler geliyordu evin içerisinden… Diriliş sancısı çeken aydınların yanık sesiydi bu : Tekrar dirilmek ve çağa nefes vermek istiyorlardı. Nasıl olacaktı bu iş? Nice diriliş erleri geçti bu dünyadan… Nice eserler, nice şehitler verdik ama bir türlü tüttüremedik diriliş evinin bacasını… Çok diriliş erleri geçti bu yollardan… Çok diriliş erleri geçti bu dünyadan. Aylar yılları, yıllar yüzyılları kovaladı ama henüz açılmadı diriliş evinin gönül penceresi… Diriliş evinde sabahtır şimdi belki. Bir gün diriliş erleri bir doğuşun habercisi olarak sabahın şafağında dağılacak yeryüzüne. Yeryüzünü yeniden mescit kılacaklar. Çelik dişli, vahşi canavarlar kaçacak delik arayacaklar. Elbet tamamlanacak bir gün diriliş devrimi.

            Belki de doğuş zamanıdır şimdi. Doğduk ve büyüdük belki de. Önümüzdeki bakır dağları eritip aşmak yakındır belki de. Onun içindir her cephede çelik dişli canavarların gözleri titriyor korkudan belki de. Bak dünya küçük, fikir büyük. Yetmiyor bize Anadolu, Asya ve dahi Afrika… Sabahın diriliş yolcuları güneşi gözlüyor şimdilerde. Gülden bir muştu sunacaklar yeryüzüne: Taze, sıcak, sımsıcak mis gibi ekmekler… Kucak kucak çiçekler… Şırıl şırıl su sesleri ve kuş cıvıltıları dolduracak yeryüzünü. Yeryüzü cenneti kurulacak gönüllerde. “Fitne nerdedir?” diye mumla aranacak belki de…

            Gümüş benizli, çelik bilekli, altın yürekli diriliş erleri seni meleklerin selamıyla selamlayacak ve doğuş bu sabah, bu evin içinden başlayacak. İnşirah sesi yükselecek göklere ve gökler aydınlanacak. Doğuş, dirilişin başladığını gösterecek bütün evrene. Evren, şen ve şakrak sonsuzluğa doğru muştu verecek ve sen tebessüm ederek geleceksin. Zaman senin, sen zamanın olacaksın, sarmaş dolaş ve Yüce Emir’ in emrinde gün geçtikçe solacak ve bir gün biteceksin. Dünya fani, ruhun baki. Kanat takacaklar ruhuna ve yükseleceksin diriliş evinden semavi saltanata. Bileceksin bu yaptıkların senin arkadaşın, yoldaşın, azığın, bineğindir. Ve bileceksin yine dünya ahiretin tarlasıdır. Dönüp bakmayacaksın bir daha geriye; kanatlanıp uçacaksın sonsuzluğa…

            Doğuş seninle ama sensiz devam edecek. Yeni diriliş erleri doğuş yolunda yürüyecekler izinde ve sen sevineceksin, başın arşa değecek, hep var olacaksın bu dünyada.

            Doğuş neyi bekliyor sence? Beni bekliyor, seni bekliyor, onu bekliyor. Hayır “bizi” bekliyor. Bekliyoruz ve burdayız. Muştular olsun yeryüzüne ve gökyüzüne…

Asım ONAT

28 Ekim 2020

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
YORUMLAR

  1. Gülay Kama ONAT dedi ki:

    Yüreğine sağlık Asım bey. Kaleminiz ferasetli, yolculuğunuz inşirahla yürekleri Hak’la dokumaya vesile olsun. Gençlerin sizler gibi genç fikirlerle buluşmaya ihtiyacı var. Vira Bismillah…