İnsanlığın Teknoloji İle İmtihanı

İsmail Akbıyık
21-07-1977 yılında İstanbul Üsküdar'da doğdum. Aslen Çankırı-Ilgazlı'yım. İlk ve orta öğrenimimi Bitlis ve Karabük'te liseyi Çankırı -Çerkes'te 19 Mayıs Lisesinde bitirdim. Lisans ve tezli yüksek lisansı Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesinde yaptım. Meslek yaşamıma Konya ili Kulu ilçesinde öğretmen olarak başladım. Ankara'da çeşitli okullarda öğretmenlik ve yöneticilik yaptım daha sonra Çalışma Bakanlığına bağlı CASGEM başkanlığı yaptım. Şu an Çalışma Genel Müdürlüğünde kariyer uzman olarak görev yapmaktayım. Çeşitli STK larda kuruculuk ve yöneticilik yapmaktayım. İngilizce ,orta düzeyde Almanca ve Osmanlıca bilmekteyim. Evli ve iki çocuk sahibiyim.
05.04.2021
862
A+
A-
İnsanlığın Teknoloji İle İmtihanı

Bu yazımızda teknoloji nedir, insan için teknolojinin yeri teknoloji bağımlılığı ve bu bağımlılıktan nasıl kurtulunulur bunları ele alacağız.

Teknoloji dendiğinde; insan hayatını kolaylaştıran ve insanlara hizmet eden ürünler ifade edilmektedir. İnsanoğlu yeryüzüne indirildiği andan itibaren yaşamını devam ettirebilmek için bir takım araç ve gereçlere ihtiyaç duymuş ve bunu yapabilmek içinde çabalamıştır.

Yirmi birinci yüzyıla gelindiğinde teknoloji hayal edilenlerin ötesinde gelişmeler sergilemiş ve artık insanların yapabileceği çoğu şeyi kendisinin dizayn ettiği ve ürettiği robotik araçlar tarafından yapılmaya başlanmıştır.

Bu durum ilk zamanlar insana mutluluk vermiş , isabetli bir karar olduğu düşüncesi doğmuş ,ilerleyen süreçlerde ise insan kendi yerini alan robotlar ve teknolojik harikalar olan bu ürünleri kendine rakip görmüştür.

Çalışma hayatında ki bu teknolojik gelişmeler bir zamanlar üretim için vazgeçilmez olan insan gücünü sorgulamaya başlamış artık insanın yerini, ürettiği teknolojik araçlar  almış insanlık için tehlike çanları da o anda çalmaya başlamıştır.

Dünya nüfusu artarken daha az zamanda daha çok ürünü üretme planını devreye sokulurken, teknolojiyi bu amacı için olmazsa olmaz diye planlarken bir anda işgücü istihdamında problemler ortaya çıkmış, işsizlik gibi insan yaşamını tehdit eden bir olgu oluşmuştur.

Milyonlarca insanın ölümüne sebep olan savaşların baş aktörleri tanklar ,tüfekler, etkisi ve izleri hiç silinmeyecek olan atom bombası ,teknolojiyi elinde bulunduran ülkelerin güç savaşları uğruna harcadıkları insanlar (rasyonel haber).bunun dışında cep telefonu ve bilgisayar gibi teknolojik araç gereçlerin yaymış oldukları radyasyon sonucu kanser vb. hastalıkların sayısının artması ,sosyal medya gibi bir akımın insanların en önemli hazinesi olan sağlıklarını ve zamanlarını tüketmesi vb.

Biz toplum olarak teknolojiyi  geç bulsak da hemen buna adapte olan ve onu en çok kullanan ,sahiplenen bir yapıya da sahibiz .Bunun topluma yararları olsa da, olumsuzlukları faydasından daha çok olmaktadır.

Bir araştırma şirketi yedi yüz elli kişinin katılımı ile ikibin onyedi yılında yaptığı araştırmada; çocuklar teknolojiye ne zaman başlamalı diye sorulduğunda her on kişiden yedisi okulların teknoloji ile ilgili yeterli eğitimi vermediği ,teknoloji eğitiminin yetersiz kaldığını belirtmişlerdir.

Teknolojinin geleceği belirlediği günümüzde , Türkiye’nin  teknolojiye ve teknolojik eğitime bakışında kimi zaman iyimser kimi zamanda kötümser bakış açılarının hakim olduğu görülmektedir, verilen devlet desteklerinin ,teknolojik yatırımlarının desteklenmesi dünya genelinde teknolojiye katkılarımızı artırdığımız bakış açısını kuvvetlendiriyor ise de okullarda teknolojik değişimin sahaya da yansıması ve hızlanması en önemli beklentiyi oluşturmaktadır.

Şu anda ebeveynlerin, çocuklarının zamanlarının çoğunu internet ve bilgisayarla geçirdiklerini kendileri ile sohbet etmediklerini ,birebir vakit geçiremedikleri şeklinde yakınmaların, teknolojinin insanların hayatlarını belirler noktaya geldiğine güzel bir misaldir.

Çoğu anne baba eskiden olduğu gibi çocukları ile gezmek ,büyüklerini ziyaret etmek ,bayramlaşmak gibi değerleri yaşatmak isterken çocuk ve gençlerin bu değerlerin yerini sanal ortamda görüşme, oyun oynama, meraklarını giderici sitelerde sörf yapma gibi yollara gitmektedirler.

Buna özellikle dijital yerli olarak adlandırılan yirmi beş yaş altı genç kuşağın, yeni bir kültürle şekillenen bu dijital tüketici ve dijital müşteri kitlesinin oluşturduğu eko sistemine uyum sağladıkları görülmektedir (Yazıcı,Ö; Teknolojimi mi insan mı).

Dijital tüketicinin bu gerçekliğine uygun biçimde üretim sürecini ,insan kaynakları politikasını, iş aidiyetini kurmak, geliştirmek zorundasınız. Çalışanlar artık sizin teknik anlamda bir aracınızdır.

Bu süreç içerisinde teknoloji bağımlılığı denen bir sorun ortaya çıkmış bu belki de insanın bu yüz yıldaki en büyük imtihanı haline gelmiştir. Teknoloji bağımlısı kişiler aslında bunu sorun olarak görmemekte, yaşamlarının olağan bir süreci kabul etmektedirler.

Teknoloji bağımlısı olan bireyler bu sorunu aslında kabul etmeliler ve bu sorunla alakalı yardım talebinde bulunmalıdırlar. Bunu aile bireyleri ile yakın dostları ile paylaşmalı ve onların desteklerini almalıdırlar (Yeşilay).

Burada teknoloji bağımlılığının belirtilerini şu şekilde sıralayabiliriz;

1-Yalnızca bir dakika diyerek saatler harcamak

2-Çevresindekilere ekran karşısında geçirilen süreler için yalan söylemek

3-Uzun süre bilgisayar kullanımından dolayı fiziksel sorunların ortaya çıkması

4-Anonim bir kişiliğe bürünme eğilimi

5-Billgisayar ve cep telefonundan uzakta olduğunda gergin ve boşluktaymış gibi hissetmek

6-İnternette daha çok zaman geçirmek için randevularını geciktirme veya iptal etme, sözünde durmama gibi davranışlar sergileme

Teknoloji bağımlılığının neden olduğu sorunlar;

1-Gözlerde yanma

2-Boyun kaslarında sertleşme ve ağrı

3-Beden duruşunda bozukluk

4-Elde uyuşukluk

5-Halsizlik

Sosyal Alanda Şikayetler;

1-Akademik başarıda düşüş

2-Kisisel aile ve okul sorunları

3-Zaman yönetiminde başarısızlık

4-Uyku bozukluğu

5-Yemek yememe

6-Aktivitelerde azalma

Bağımlılığı Kontrol Altına Alma Yöntemleri;

1-Gunluk internete girme saatlerinin değiştirilmesi

2-Haftalik internet kullanım çizelgeleri hazırlanıp uygulamasının sağlanması

3-Destek grubu ya da aile terapisini hayata geçirmek

4-Yapilmasini isteyip de fırsat bulunmayan faaliyetlerin deftere kaydedilip , İnternet kullanmak için yoğun istek duyulduğunda yazılanların yapılması için harekete geçilmesi

Son olarak çocuklar da ve ergenlerde bağımlılığı önleme için neler yapılabilir ,somut birkaç öneri ile yazımızı sonlandırıyoruz.

İki yaşından küçük çocukların internet, TV, bilgisayarla karşılaşması uygun olmayıp, okulöncesi yaş grubu için günde 30dk geçmeyecek şekilde internet kullanımı , ilköğretim de ilk dört yılında oyun ve eğlence için 45dk. sonraki yıllarda hafta sonu esnek olunacak şekilde günde bir saat kullanım uygun olup Lise yıllarında ise günlük iki saat yeterli olmaktadır.

Yeni bir yazımızda buluşmak üzere…….

                                                                İSMAİL AKBIYIK

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.