Pandemi süreci ve özel okulların var olma mücadelesi

İsmail Akbıyık
21-07-1977 yılında İstanbul Üsküdar'da doğdum. Aslen Çankırı-Ilgazlı'yım. İlk ve orta öğrenimimi Bitlis ve Karabük'te liseyi Çankırı -Çerkes'te 19 Mayıs Lisesinde bitirdim. Lisans ve tezli yüksek lisansı Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesinde yaptım. Meslek yaşamıma Konya ili Kulu ilçesinde öğretmen olarak başladım. Ankara'da çeşitli okullarda öğretmenlik ve yöneticilik yaptım daha sonra Çalışma Bakanlığına bağlı CASGEM başkanlığı yaptım. Şu an Çalışma Genel Müdürlüğünde kariyer uzman olarak görev yapmaktayım. Çeşitli STK larda kuruculuk ve yöneticilik yapmaktayım. İngilizce ,orta düzeyde Almanca ve Osmanlıca bilmekteyim. Evli ve iki çocuk sahibiyim.
28.06.2021
558
A+
A-
Pandemi süreci ve özel okulların var olma mücadelesi

İki yıldır pandemi (salgın hastalık) covid-19 insanların yaşamlarını esir alarak adeta insanların ezberlerini bozdu, makineleşmiş insanoğlu her şeyi rutine bindirmişken bir anda gözle görülmeyen mikroskobik bir canlı bu rutine son verdi. İnsanoğlu bir anda yaşamı yeniden planlamak, o rutinleri yeniden gözden geçirmek zorunda kaldı. Bu rutinlerden bir tanesi de gerçekte sürekli dinamik olmak zorunda olan eğitim sektörü idi.

Pandemi sürecindeki koşullar eğitimi her yönüyle etkiledi, eğitimin yeniden ele alınması ve süreçlerin yeniden yapılandırılması zorunluluğunu ortaya çıkardı. Resmi ve özel okulların hepsi bu süreçten etkilendi. Bu süreçleri iyi analiz eden ve süreci anlayarak planlarını ona göre yapan eğitim kurumları en az hasarla atlatmaya çalışırken, uyum sağlamayanların sonu, insan yaşamında olduğu gibi ölümle yani kapanma ile bitti.

Özel okullaşmanın tarihçesi insanoğlunun eğitime ihtiyaç duyduğu tarihlere kadar uzanır. Bu kadar eski tarihe dayanan bu sektör, ülkemizde de son otuz yılda nicel ve nitel yönleri ile hızlı bir gelişim göstermiştir.

Devletin vermiş olduğu eğitim den farklı olarak evlatlarına çağın gerektirdiği becerileri kazandırmak isteyen ebeveynler, öğrencilerini özel okullara gönderme eğilimi göstermişler bu da son yıllarda bu okulların sayılarının artmasına neden olmuştur.

Özel okullar aslında devletin okullarına rakip olarak değil de onlara alternatif olarak doğmuş kurumlardır. Şuan itibariyle 12.184 özel okulda 1.468.198 öğrenci öğrenim görmekte, 175 bin civarında öğretmen bu kurumlarda istihdam edilmektedir. Bu istatistiklere bakıldığında özel okullar devletin yükünü alan ve farklı seçenekler sunan, destek verilmesi gereken kurumlardır.

2020-2021 eğitim öğretim yılında MEB verilerine göre 983 özel okul kapanmış, 882 okul da devredilmiştir. Yaklaşık 75 bin civarında öğrenci devlet okullarına geçiş yapmak zorunda kalmıştır. Onbinlerce öğretmende işsizler ordusuna katılmıştır. Bu irdelenmesi ve gerekli tedbirlerin alınmasını gerektiren bir sonuç diye düşünmekteyiz.

Devlet bazı dönemlerde özel okula giden öğrencilere teşvik ödemesi yapmış daha sonra bu sistemden vazgeçmiştir. Bu olmalıydı olmamalı mıydı bu tartışılır ancak salgın döneminde bu sistem devreye alınsaydı, özel okulların kapanması ve öğrenci, öğretmen mağduriyetleri yaşanmamış olur bu sistem tökezletilmemiş şekilde yoluna devam ederdi.

Günümüzde pandemi öncesi özel okullar öğrenci sayıları, imkânları ve öğretmen niteliği açısından farklılığını göstermiş ve velilerin gözdetercihi haline gelmiştir.

Pandemi sürecinde uzaktan eğitim sistemi devreye girmiş özel resmi tüm eğitim kurumları bu sistemi uygulamıştır. Bu durumda okullar öğrenciyi sosyalleştirmegörevini yerine getirememiş, özel okullar bu süreçten olumsuz etkilenir hale gelmiştir.

Uzaktan eğitim devlet okulları ile özel okulları imkânlar acısından  dengeler hale gelince, özel okul velileri bu durumu kabullenmek istememişler ve özel okulları sorgular hale gelmişlerdir.

Gerçekte özel okullar pandemi sürecinde öğrencilerini bireysel ve grupla eğitim konusunda ön plana çıkaracak seçenekler sunmuşlar, bilinçli ve ilgili veliler bunun farkına varmış, öğrencilerinin özel okula devamını sağlamışlardır. Bunun farkına varamayan veliler özel okulları maddi yönden sorgular hale gelmişler, haklarını tüketici hakem heyetlerinde ve mahkemelerde aramaya başlamışlardır. Kirli bilgilendirmeler ve süreçten bihaber kişiler de bu negatifliğe katkıda bulunmuşlardır.

Devlet kontrolünde faaliyetlerini yürüten bir nevi kamu hizmet sunan özel okullar bu süreçte tam sahiplenilmemiş ve yalnız bırakılmışlardır.

Özel okul sahipleri ve bu kurumlarda çalışan öğretmenler ve velilerle yapılan görüşmeler de, devletin özel okullarıdesteklemesi gerektiği, bu desteklerin de aşağıda sıralanmış şekilde olabileceğini belirtmişlerdir. Bunlar;

  • Özel okullarda okuyan öğrencilere yalnızca bu sürece özgü teşvik sisteminin uygulanabileceği,
  • Bu okullarda görev yapan öğretmenlerin SGK primlerinin ertelenebileceği ya da ödenmiş sayılabileceği,
  • Özel okulların vergi, stopaj vb. ödemelerinin ötelenebileceği, KDV indirimi uygulamasının destek noktasında adım gibi gözüktüğünün ancak okullara istenen etkiyi yapmadığı,
  • Özel okullar da ilk defa göreve başlayacak öğretmenlerin ilk üç yıl SGK primlerinin devlet tarafından ödenerek yeni mezun genç öğretmen adaylarına iş imkânlarının sunulabileceğini vurgulamışlardır.

Rekabetin kıyasıya olduğu bu  zorlu zamanların geçeceği ve pandemi sonrasının da yeni fırsatlara yelken açacağı öngörüsü ile özel okulların desteklenmesi ve önünün açılmasının, eğitimin önemli bir gündemi olması düşüncesiyle.

Yeni bir yazımızda buluşmak dileği ile sağlıcakla kalın

İsmail AKBIYIK

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.