KONUŞA-BİLMEK

İsmail Akbıyık
21-07-1977 yılında İstanbul Üsküdar'da doğdum. Aslen Çankırı-Ilgazlı'yım. İlk ve orta öğrenimimi Bitlis ve Karabük'te liseyi Çankırı -Çerkes'te 19 Mayıs Lisesinde bitirdim. Lisans ve tezli yüksek lisansı Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesinde yaptım. Meslek yaşamıma Konya ili Kulu ilçesinde öğretmen olarak başladım. Ankara'da çeşitli okullarda öğretmenlik ve yöneticilik yaptım daha sonra Çalışma Bakanlığına bağlı CASGEM başkanlığı yaptım. Şu an Çalışma Genel Müdürlüğünde kariyer uzman olarak görev yapmaktayım. Çeşitli STK larda kuruculuk ve yöneticilik yapmaktayım. İngilizce ,orta düzeyde Almanca ve Osmanlıca bilmekteyim. Evli ve iki çocuk sahibiyim.
14.07.2022
431
A+
A-
KONUŞA-BİLMEK

İnsanoğlunu diğer canlılardan ayıran en önemli özelliği akıl yetisine sahip olması ve bu donanımlar ile düşünce üretme ve bu düşünceleri ortak kabul edilmiş kodlarla iletmek ve yaymak

 İnsan dünyaya gelişinden itibaren sesler çıkarmak suretiyle bir şeyler ifade etmeye çalışır bu süreç altı ay sonra anlamlı ifadelere dönüşür bu bazılarında iki yıla kadar da uzanabilmektedir. Birde engel bir durum söz konusu ise el kol hareketleri ile bir takım seslerle kendini anlatmaya, iletişim kurmaya çabalar.

İnsanoğlu sosyal bir varlık olarak her daim etrafı ile sosyalleşmek ve iletişim kurmak ister onlara bir şeyler anlatmaya çalışırken de konuşma yeteneğini kullanır.

Dünya’da yüzyıllardır yaşanan gelişmelerin temelinde insanoğlunun düşündüklerini ifade edebilmesi ve konuşma yetisi ile bunları yaşama adapte edip teknolojiye dönüştürme gayreti yatar

İnsan ne zaman özgürce fikirlerini, duygularını anlatabilmiş ise ilmi ve teknik yönden gelişmeleri o kadar olgunlaştırmış ,yeniliklerin önünü açmış ve yaşamı kolaylaştırmıştır. Biz toplum olarak bunu yapabiliyor muyuz , konuşa-biliyor muyuz? Bu yazımız da bu sorunun cevabını aramaktayız.

Genel olarak baktığımızda düşündüklerimizi aktarmada zorluk çekmekte olduğumuz, bunun altında da yatan iki şeyin bizi zorladığını görmekteyiz.

Birincisi konuşabilmemiz için okumamız gerekmektedir. Her alanda okumak bilimden dini alana, kültürel alandan sanata, sanattan spora okumak. Bunları okurken idrak etmek ve bu idraklerin sonucunda elde ettiklerimizi toplumla paylaşabilmek. Bu paylaşım da konuşmak, kodlanmış seslerle anlamlı ifadelerle toplumu aydınlatabilmektir.

İkincisi ise konuşabilmek için özgür olmak, kendini gerçekleştirebilmiş, özgüvene sahip, hakkaniyetli bireyler olabilmek. Özgürleşememiş bireylerden düşündüklerini aktarabilmesini beklemek çölde deniz hayal etmek gibi bir şeydir.

Özgür olmayan birey düşüncelerini aktaramaz, sürekli çekinceler, korkular, maskeleştirir fikirlerini, söylemle davranışlar birbirlerini inkar edermişçesine adeta etrafına çığlıklar atar.

Dinimiz bile özgür ve akıl yetisine sahip olmayan bireyi sorumlu tutmaz. Sorumluluk akıl ile ve özgürlükle kazanılır.

Eğitim sisteminin ana görevi özgür düşünebilen birey yetiştirmek olması gerekirken şu an çekinen, kendini ifade etmekte zorlanan, çekingen birey yetiştirir konumdadır.

kültürel aktarmaları gerçekleştiren bir yapıdır. Bu yapıyı iyi kurgulayamadığınız zaman bambaşka bir yapı ve kültürle karşılaşabilirsiniz.

Konuşabilen, özgürce düşünebilen, etik ilkelere sahip ahlaki boyutu ile kendine güvenen bireyler yetiştirmesi gereken eğitim sistemi, bu amaçlarından uzaklaşmış günü birlik politikalarla geçiştirme Sonuçlar almaya çabalar hale gelmiştir.

Bizler toplum olarak uygarlaşmak istiyor isek; medeniyetin tekrar en zirvelerini yaşamak istiyorsak konusa-bilmeliyiz. Bunu yapmaz isek boşa kürek sallar yıllarca aynı nasihatleri dinler dururuz.

Peygamberler toplumları dönüştürürken, dönüşümün liderliğini yaparlarken sabırla konuşabilmeyi seçmişlerdir. Sürekli özgürce düşünebilmenin yolunu aralamışlardır. Büyük alimlerde içinde yaşadıkları toplumların kendilerini ifade etmeleri için gayret göstermişler ve bu şekilde sonuçlara ulaşmışlardır.

Günümüz artık özgürce düşünebilen, duygu ve düşüncelerini korkusuzca ifade edebilen bunu yaparken de etrafındaki düşüncelere saygı gösteren onları yok saymayan, konuşabilen nesillerin yetiştirme zamanıdır.

Türkiye okuyan, okuduklarını anlayabilen o birikimle konuşabilen genç ve yetişkinlerin emek ve çabaları ile muasır medeniyet hedefine ulaşabilir.

Okumanın iptilası olan ve bu birikimi ile düşünüp, konuşabilen bir toplum olmak duası ile ……..

Yeni bir yazımızda buluşmak dileğiyle. İsmail AKBIYIK

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.