Halka Şeker
Çoluk çocuğu yoktu Ali Emmim’in. Karşı tarlada bir odadan ibaret toprak damlı barakası vardı. Barakasının kalın tahtalardan kapısı, daima kapalı duran küçücük penceresi vardı. Ali Emmimin bir katırı, bir de köpeği vardı.
Yemen’de, Tırablus’ta, Kudüs’te savaşmıştı Ali Emmim. Medine müdafasında bulunmuştu. İngilizlere esir düşmüştü. Domuz çobanlığı yaptırmışlardı Ali emmim’e. İşkenceler görmüştü. İçinde kaybolup gittiği kum denizlerinden 7 yıl sonra çıkıp gelmişti. Dilinde oralardan kalma takılmalar vardı, içindeki ince camda çatlama, ruhunun derinliklerinde harabatlar vardı. Herkesle muhatap olmazdı Ali Emmim. Kendi arkadaşları vardı. Başkaları ile az paylaştığı dünyası vardı. Ona bir şey demeye, ısrar etmeye gelmezdi ; küserdi, susardı, kendini müdafa
etmezdi, günlerce konuşmazdı.
Sessizdi, sakindi, miskindi, zâkirdi, zâhitti, sâciddi,
müsallî idi Ali Emmim.
Hoca Dedem Ali Emmim’i
çok severdi. Ona birşey
demezdi, ona birşey dedirtmezdi. Bir yerlere gitse de dönmese,
kara beygirine biner onu aramaya giderdi.
Ali Emmim Boyderesi ormanlarından kesip getirdiği meşe odunlarını ve ihtiyaç fazlası yumurta sepetini katırına yükler Turgutlu’ya satmaya giderdi.
Boş gelmezdi, beyaz kesesinin içinde bizim yaylanın çocuklarına pembe halka şekerler getirirdi.
Ben Ali Emmim’in dağıttığı şekerleri kıymetinden yemezdim. Şekerlerimin sayısı üçe ulaştığında onları kirman ipine dizer boynuma asardım.
İçime sığmayan sevinçlerle bir oraya bir buraya koştururdum. Zaten beni sevindirmek kolaydır, çok şey yapmak gerekmez..
Yapılan tıbbî tahlillerde olur olmazlara sevinip duranların zekalarının zayıf olduğu tesbit edilmiştir. Olsun varsın, varsın olsun. Hatta benim gibilerine “sevincik delisi”de derler.
Mesela sayın Cumhurbaşkanımız geçen yıl beni çok sevindirdi. Öyle ki sevinçlerim içime sığmıyor,
orada burada anlatıp duruyorum.
Size de anlatayım :
Cumhurbaşkanımız, büyük Atamız Fatih Sultan Mehmet Han’ın Camii Kebirini açtı.
Cumhurbaşkanımız büyük atalarımızın yurdu Karabağ’ı Ermenilerden geri aldı.
Nihayet Cumhurbaşkanımız etrafında ondört kilise ve havranın bulunduğu Taksim
Camiini ibadete açtı.
İşte benim üç halka şekerim, Cumhurbaşkanımız verdi, onları kirman ipine dizdim boynuma astım, sevindirik oldum, orada burada anlatıp duruyorum.
Beni sevindirmek kolaydır.
Ahmet AKŞİT
15.06.2022
Ödemiş