Yöneticilik istenir mi verilir mi?

Fatih Başak
1968 yılında Sungurluda doğdum. İlk, orta ve lise tahsilini Sungurlu’da tamamladıktan sonra 1989 yılında Amasya Eğitim Yüksekokulu’nu tamamlayarak, Batman ili Kozluk ilçesinde sınıf öğretmeni olarak göreve başladım. 1993 yılından 2004 yılına kadar Sungurlu’nun Eşme ve merkez Fevzi Çakmak İlköğretim Okulu’nda sınıf öğretmeni olarak görev yaptıktan sonra 2004 yılında Boğazkale Merkez İlköğretim Okulu Müdürü olarak görev yaptım. 2008 yılına kadar burada görev yaptıktan sonra Havza ilçesi Millî Eğitim Şube Müdürü olarak atandım. 2010 yılında kadar görevlendirme yoluyla Sungurlu İlçe Millî Eğitim Şube Müdürü olarak görev yaptım. 2010 yılında Millî Eğitim Bakanlığı Talim Terbiye Kurulu’na Şube Müdürü olarak atandım. 2012-2014 yıllarında Ağrı Milli Eğitim Müdürü, 2014 yılında da Kocaeli Milli Eğitim Müdürü olarak görev yaptım. 2014 – 2019 yıllarında MEB Temel Eğitim Genel Müdürlüğü’nde daire başkanı olarak görev yaptım. Halen MEB Millî Eğitim Uzmanı olarak görev yapmaktayım. Evli ve 4 çocuk babasıyım.
21.03.2023
236
A+
A-

Hz Yusuf’un hayatından bazı bölümler aktarırken günlük hayata ve özellikle de yönetim anlayışına dair çıkarımlar yapmak istedim.

Yusuf Suresi 50. Ayette Allah (cc): “Melik, ‘Onu bana getirin.’ dedi. Elçi, Yusuf’a gelince (Yusuf) dedi ki: Efendine dön de, ellerini kesen o kadınların derdi ne idi, diye sor. Şüphesiz Rabbim onların hilesini hakkıyla bilendir.”[1]

Ayette beyan edilen, Mısır melikinin kendisini zindandan çıkarma amaçlı davetini ka’le almayan Hz. Yusuf, bu hareketi ile ne olursa olsun hemen yönetimde yer edinmeyi değil daha sonraki süreçte emin kişiliğine karşı ileri sürülebilecek pürüzleri gidermeyi düşünmüştür.

Zira o, yıllarca hapishanede kaldıktan sonra, melik kendisine hapishaneden çıkma izni verince, o oradan çıkmak için can atmamış, aksine sabredip beklemiş ve her şeyden önce, kendisinin bütün töhmetlerden uzak ve berî olduğuna delâlet edecek olan şeyin melik tarafından incelenmesini istemiştir.

Sonuçta kölelikten saray hapishanesine düşen Hz Yusuf, üzerinde olan şüpheleri ortadan kaldırmak ve yönetimde de liyakat sahibi olduğunu ispatlamak amacıyla Melik’in teklifini hemen kabul etmemiştir. Ancak burada yönetimde görev alması için Hz Yusuf’un bir talebi olmadığı gibi Melik’in ona bu teklifi götürdüğünü gözden kaçırmamak gerekir.

Burada dikkat edilmesi gereken husus kendisine isnat edilmiş suçlardan temizlenme gayretidir. Devlet de görev almak isteyenlerin geçmişleri ve hayatları ile temiz sayfalara sahip olmaları ve temiz kalmaları önemlidir.

“Sarayımın yönetimini sana vereceğim. Bütün halkım buyruklarına uyacak. Tahttan başka senden üstünlüğüm olmayacak. Seni bütün Mısır’a yönetici atıyorum” diyen bir melik var. Günümüz anlayışında serveti, makamın en üst düzeyini, halkın yönetilmesi teklif edilmesine rağmen Hz Yusuf, tüm suçlamalardan kurtulduktan sonra köle olarak geldiği sarayda yönetici olmuştur.

Hz Yusuf’la ilgili çok kısa bir bölümünü anlattığım bu bölümde dahi birçok ders çıkarmak mümkündür.

Özellikle toplumun bir kesiminde “Görev istenmez verilir” anlayışı çok hâkimdir. Çok kısa bir zamana kadar bu anlayışı benimseyenlerdendim. Ancak yukarıda paylaştığım Hz Yusuf’un hayat kesitinden sonra bu fikrim değişti.

Dikkat edilirse Hz Yusuf uzun yıllar hapishanede kalması üzerine iftiralar atılmasına rağmen sebat etmiş, bulunduğu hapishaneyi medreseye çevirmeyi başarmıştır. Bu ona olan güveni artırmış, bilgisine güvenilir bir insan olmasını da sağlamıştır.

Mısır meliki Hz. Yusuf’u Mısır yönetimine davet ederken Hz. Yusuf’un yaşamındaki onun “Yusufu’l-Emin” örnekliğini temel almıştır. Yani melik, rastgele bir insanı yönetimine almamaktadır. Yusuf, emin bir kişidir.

Melik’in davetinden sonra Yûsuf da, “Beni ülkenin hazinelerine tayin et! Çünkü ben çok iyi korurum ve bu işi bilirim”[2] dedi.

Çıkarılacak ders: Her ne şartlarda olursanız olun; hayattan kopmayan, bulunduğu ortamı okula çeviren, üreten, çevresini etkileyen ve kendi alanında en iyi olmaya gayret etmek gerekir. Görev aldığınız makamla birlikte size verilen görevleri en iyi şekilde ama doğru bir şekilde yapmakla yükümlü olduğumuzu unutmamamız gerekir. Harcadığımız her bir kuruş da bu ülkenin vatandaşlarının alın teri olduğunu da unutmamak gerekir.

Unutmayın ki; siz kendinizi en iyi şekilde yetiştirdikten özellikle de işiniz ile ilgili konularda güvenilir ve emin olduktan sonra yöneticilik teklifi kendiliğinden gelecektir. Burada esas olan güven ve liyakattir.

Her kesimdeki insana dokunan ‘biz yük olmaya değil omuzlardaki yükü almaya geldik’ müjdesini veren Hz. Yusuf yöneticiler ve yönetici olmak isteyenler için güzel bir mesajdır. Gücünü makamdan değil, makama güç verenlerden olmak için alınması gereken bir derstir Hz Yusuf’un hikâyesi.

“Dünya bir tarla idi ekip biçip gidecektik, ne çok kıymetlendirdik’ diyen şair gibi her makamın, her servetin ve nihayetinde hayatın sona ereceği bilinciyle hareket etmek insanı insan, yöneticiyi de kıymetli ve saygın yapacaktır.

Kayaların arasında doğup büyüyen çiçekler, umutsuzlar için en güzel örnek değil midir? Unutmayalım ki o çiçekler ulaşılması zor olduğu kadar en kıymetli çiçeklerdir. Umudumuzu kaybetmeden, ama hayata da küsmeden en iyisini yapma gayretinde devam ettirmek duasıyla…

Sevgiyle kalın, sevgide kalın…


[1] Yusuf Suresi, 50

[2] Yusuf Suresi, 55

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.