Sesimi Duyan Var mı?

Fatih Başak
1968 yılında Sungurluda doğdum. İlk, orta ve lise tahsilini Sungurlu’da tamamladıktan sonra 1989 yılında Amasya Eğitim Yüksekokulu’nu tamamlayarak, Batman ili Kozluk ilçesinde sınıf öğretmeni olarak göreve başladım. 1993 yılından 2004 yılına kadar Sungurlu’nun Eşme ve merkez Fevzi Çakmak İlköğretim Okulu’nda sınıf öğretmeni olarak görev yaptıktan sonra 2004 yılında Boğazkale Merkez İlköğretim Okulu Müdürü olarak görev yaptım. 2008 yılına kadar burada görev yaptıktan sonra Havza ilçesi Millî Eğitim Şube Müdürü olarak atandım. 2010 yılında kadar görevlendirme yoluyla Sungurlu İlçe Millî Eğitim Şube Müdürü olarak görev yaptım. 2010 yılında Millî Eğitim Bakanlığı Talim Terbiye Kurulu’na Şube Müdürü olarak atandım. 2012-2014 yıllarında Ağrı Milli Eğitim Müdürü, 2014 yılında da Kocaeli Milli Eğitim Müdürü olarak görev yaptım. 2014 – 2019 yıllarında MEB Temel Eğitim Genel Müdürlüğü’nde daire başkanı olarak görev yaptım. Halen MEB Millî Eğitim Uzmanı olarak görev yapmaktayım. Evli ve 4 çocuk babasıyım.
06.01.2025
141
A+
A-

Zulüm dünyada tüm hızıyla yayılarak yaşamaya devam ediyor. Güçlünün haklı gibi gösterildiği, güçsüzlerin her zaman ezilmeye mahkûm edildiği bir dünyada yaşıyoruz. Genelde Müslümanlar özelde ise Coğrafya kaderdir anlayışını pekiştirircesine Ortadoğu, zulmü deyim yerinde ise iliklerine kadar yaşıyorlar. Zalimler cirit atmaya devam ederken, zulüm kelimesi Müslümanlar üzerine yapışmış görünüyor.
Diğer taraftan batının ikiyüzlülüğü üzerine birileri ne kadar söz söylemiş eylem yapmış olursa olsun çok da kıymetli olmadığı belli olmuştur. Daha doğrusu karşılık bulmamış zalimin yaptığı zalimin yanına kâr olarak kalmaya devam etmiştir.
İçimizdeki sağır, kör ve dilsizleri de bu güruha katmak haksızlık olmadığı gibi hakkı yerine getirmek olur kanaatindeyim. Diğer taraftan içimizdeki vicdan sahibi olanlar da; mazlumlar öldürülürken hiçbir acıma hissi duymayan o batılıları görene kadar uzun süren sessizliklerini bozdular. Selam olsun onlara.
“Sesimi duyuyor musunuz?” Kulaklarımızı ve vicdanlarımızı derinden etkileyen çığlıkları çok yakın zamanda ülkemizin her tarafında duymuştuk. Şimdi Sesimi duyuyor musun? Cümlesini hemen yakınımızda sınırımızın hemen ötesinde duyuyoruz. Ama sadece yine biz duyuyoruz.
Sözde gelişmiş dünya ülkelerindeki fikir özgürlüğünü savunanların, kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim’i yakarken fikir özgürlüğü deyip kutsal kitabımıza yapılan bu hakareti kınıyoruz diyerek protesto edenleri gözaltına almaları tam da taşların bağlanıp, köpeklerin salıverilmesi olayıdır.
Sesimi duyuyor musunuz? Çığlıkları devam ediyor. Maalesef bu çığlıklar Müslüman mahallesinden duyuluyor. Birilerinin Arapça takıntısına rağmen çığlığın dili olmaz dercesine. Adeta diğer dinlerin (maalesef bazı Müslüman ülkeler) duvarlarında ses yalıtımı konulmuş da bu çığlıkların ulaşması engellenmiş gibi.
“Sesimi duyuyor musunuz?” Çığlığının altında kalanlar inşallah şehit olmuştur. Ya bu çığlıkları duymayanların hali ne olacak?
Asıl gömülenler ve tarihte kara bir leke olarak kalacak olanlar bu sesi duymayanlar olmuştur. Savundukları fikir özgürlükleri ile birlikte tarihe gömülmüşlerdir.
Hukukun üstünlüğünün savunan liderler olarak tarihin kara sayfalarına gömülmüşlerdir. Yine o tarih gösterecektir ki “Sesimi duyan var mı?” çığlıkları bu defa onlardan geldiğinde bu defa onların sesini kimse duymayacaktır.
“Bunu hiç unutma evlat! Batı hiçbir zaman medenî olmamıştır ve bugünkü refahı, devam edegelen sömürgeciliği; döktüğü kan, akıttığı gözyaşı ve çektirdiği acılar üzerine kuruludur..” (Aliya İzzetbegoviç)
Sevgiyle kalın, sevgide kalın…

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.