Hat sanatının yaşayan en büyük ustası

Dünyada “Hattatların Reisi” kabul edilen 82 yaşındaki Hattat Hasan Çelebi, gelecek yıl yayımlamayı planladığı Kur’an-ı Kerim’in yazımını sürdürüyor.

Hat sanatının yaşayan en büyük ustası
31.01.2019
678
A+
A-

Dünyada “Hattatların Reisi” kabul edilen 82 yaşındaki Hattat Hasan Çelebi, gelecek yıl yayımlamayı planladığı Kur’an-ı Kerim’in yazımını sürdürüyor.

Yeryüzünün dört bir yanındaki mabetlerde imzası bulunan, son büyük projeleri Büyük Çamlıca Camisi ile Malezya’daki Sri Sendayan Camisi’nin hatlarını kaleme alan 82 yaşındaki Hattat Hasan Çelebi, 40 yıl önce yazımına başladığı Kur’an-ı Kerim’i gelecek yıl yayımlamayı planlıyor.

Erzurum’un Oltu ilçesine bağlı İnci köyünde 1937 yılında dünyaya gelen hat sanatının yaşayan büyük ustası Hasan Çelebi, 24 yaşında başladığı hat sanatında kendisini geliştirmek için dönemin en ünlü ustalarından dersler aldı.

Hattat Hamid Aytaç’tan sülüs-nesih, Kemal Batanay’dan ta’lik- rik’a meşk edip icazet alan Hasan Çelebi’nin ustalığı, cami yazıları, özel hat koleksiyonu ve sergileri ile ülke sınırlarını aştı.

Dünyanın farklı coğrafyalarında 100’e yakın icazetli talebesi bulunan Hasan Çelebi, Hamid Aytaç’tan sonra en çok öğrenci yetiştiren hat ustası oldu.

58 yıldır kalemi elinden hiç düşürmeyen Hattat Hasan Çelebi, son büyük projelerini Büyük Çamlıca Camisi ile Malezya’daki Sri Sendayan Camisi için yaptı.

Hattat Hasan Çelebi’nin, Süleymaniye, Selimiye, Rüstem Paşa camilerindeki hat yazılarını yazan Kanuni Sultan Süleyman döneminin ünlü hattatı Hasan Çelebi ile hem isim hem de mesleki anlamda benzerliği dikkati çekiyor.

Reis-ül Hattatin Hasan Çelebi, 1980’li yıllarda yazımına başladığı Kur’an-ı Kerim’i tamamlayarak gelecek yıl yayımlamayı planlıyor.

Hasan Çelebi’nin, ömrünü adadığı hat sanatına ilişkin AA muhabirinin sorularına verdiği cevaplar şöyle:

“Bugünkülerde topal ayak gibi tek ayakla yürüme var”

Türkiye ve İslam dünyasının, hat sanatında vardığı nokta nedir?

Benim başladığım dönemden bugüne kıyaslarsak, gelişme yüzde 98’dir. O zamanlar bir Ahmet Bey vardı hocam. Etrafında kimse yoktu. Vefatından sonra bir müsabaka açıldı IRCICA tarafından. Bu müsabaka, yurt içini ve yurt dışını tetikledi. Fakat yurt dışındakiler daha çok gayret gösterdi. Şu anda yurt dışı ve yurt içi birbiriyle rekabet halindedir. Artış bakımından Osmanlı dönemindeki hattatlarla kıyaslamayacağım çünkü onların kültürleri bugünkülerde yok. Evet, güzel yazı yazanlar var ama kültür bakımından, onlardaki kültür bizde yok. Bu bakımdan bugünkülerde topal ayak gibi tek ayakla yürüme var.

Osmanlı dönemindeki hat sanatı ile günümüz hat sanatını kıyaslarsanız neler söylersiniz?

Osmanlı döneminde yazı çeşidinin fazlalığından ziyade kültür değeri vardı. Osmanlıcayı iyi biliyor ve yazıyorlardı. Bugünkü hattatlara eskiden yazılmış bir metni götür, okuyamaz. Yazdırmak istersen yazamaz. O bakımdan bugünkü hattatların noksanlığı var. Yazı çeşitliliği sayı bakımından bugün de az değil, epeyce gelişti. Dışarıdakilerin de birçoğu İstanbul’a gelmek istiyor. Çünkü burada değerleniyor, dışarıda bu kadar değerlendiremiyorlar yazdıklarını. Türkiye’nin farklı illerindeki hattatlar da eserlerini İstanbul’da değerlendiriyorlar. Çünkü kültür oralarda gelişmemiş. Oradan kalkıp, buraya geliyor, tavattun ediyor. Bu sanata gönül veriyor.

Günümüz hattatlarının, hat sanatına yeterince vakıf olamamasının sebebi sizce nedir? 

Temel yok. Bunların her biri liseden en fazla ilahiyattan mezun. Ama orada Osmanlıca öğretilmiyor. Kur’an-ı Kerim’i tam öğrenmedikleri ve hafız olmadıkları için bazıları yanlış yazıyor. Bunlara şahit oluyor. Bu, tamamen eğitimle alakalı. Bu eğitimi şimdi başlatmış olsanız, 100 sene ister ki o günkü hattatların seviyesinde kültürlü bir nesil yetiştirmiş olasınız.

Bunca yıldır hat sanatını icra ediyorsunuz, yaptıklarınızı yeterli görüyor musunuz?

Hiçbir sanatkar, hayatının sonunda yaptıklarını yeterli görmemiştir. Benimkiler de öyle. Bazen soruyorlar; ‘En iyi yaptığın eser?’ Henüz yapmadım diyorum çünkü daha iyisini yapacağımı ümit ediyorum da onun için.

En son yaptığınız iki büyük çalışmadan biri olan Büyük Çamlıca Camisi’nin hat yazıları için nasıl bir çalışma yürüttünüz?

Büyük Çamlıca Camisi’nin eserlerini yapmaya gayret ettik. Olabildiği kadar bilgimizin son sıfır noktasına kadar geldik. Baktıktan sonra yine bazı noksanlıklar gözümüze çarpıyor. Tecrübe edinmek lazım ama ona da vakit istiyor. Eskiler 100 yaşına yaklaştığı halde, ‘Ölüme üzülmüyorum, hattı öğrenemedim, ona üzülüyorum.’ demiş. Bunu söyleyenler 90-95 yaşında bunu söylerse… Benim 60 senelik emeğim var, bu ustaların ise daha fazla. Çünkü onlar eğitime ilk mektepten başlıyor, 95 senelik hayatı mürekkep ile geçiyor, bu sözü söyleyebiliyor. Ben söyleyemem çünkü benim hatta başlamam 24-25 yaşlarıdır.

“Bu milletin kültürüne bir hizmet ettimse, vazifemdi”

Hat sanatındaki ustalığınız nedeniyle tüm dünyaca “Reis-ül Hattatin” kabul ediliyorsunuz? Bu unvana sahip olmak nasıl bir duygu, nasıl bir sorumluluk?

Halkın bana karşı teveccühüne teşekkür ediyorum. Yoksa bu unvandan dolayı kendimi herhangi bir yere kavuşmuş bir kişi olarak görmüyorum. Ben, bu millete, bu milletin kültürüne bir hizmet ettimse vazifemdi bir vatandaş olarak. Bu millete hizmet, her vatandaşın vazifesidir. Demek ki benim de buna kabiliyetim varmış. Hizmet ettim onun için bundan dolayı kendimde bir ayrıcalık görmüyorum.

“Ecdattan nasıl gelmişse öylece muhafaza etmeliyiz”

Geleneksel ve modern hat sanatını birbirinden ayıran en önemli özellik nedir?

Modern ile klasiği ayırmak istersen, klasiğin bozuntusudur modern. Bozunca, modern olur. Onun için de ben pek ona taraftar değilim. Klasik olarak ecdattan bize nasıl gelmişse, öylece muhafaza etmeliyiz. Modern çalışanlara da bir şey demem. Ama modern ile klasiği sanat bakımından kıyaslamamak lazım. Çünkü klasikte çok incelikler var. Modernde o kadar incelik yok. Bir defa deforme olmuş. Kalemden ne çıkarsa ona razı oluyorlar. Oysa klasiğin ölçüleri, tartıları var.

Kendiniz hat yazısıyla Kur’an-ı Kerim yazmayı düşündünüz mü?

Bitmek üzere. Bu yıl toparlamaya çalışıyorum. İnşallah önümüzdeki sene ömrüm yeterse baskı işine geçebiliriz.

Hat levhası üzerinde ne yazdığı sizce önemli mi?

Şimdiki yazı ile ne yazıyorsan, hat ile de becerebiliyorsan her şeyi yazabilirsin. Yalnız yazarken harflerin değerinde, kelimelerde, dizilişte kusur etmemek lazım. Eğer onu yapamıyorsan hata olur. Yoksa her şeyi yazabilirsiniz, ne isterseniz onu yazın…

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.