Onbir’inci gün
Bir süre zifiri karanlıkta sürünerek ilerledi. Yakın yerlere düşen bombaların
kızıl ışıkları yolunu aydınlattığında
doğrulup yürüyebildi. Çok geçmeden büyük bir binanın yıkıntılarına ulaştı.
Birbirleri üzerine yıkılmış beton
blokların arasıda bir giriş buldu.
Başını soktu, zor nefes alıyordu,
yine de ilerleyebildi. Nihayet daha
geniş bir alana ulaştı.Çantasından
çıkardığı şişeden bir yudum su içti.
Bir lokma kurutulmuş et ve bir tane hurma yedi. Molozları bir bir kenara çekerek kendisine küçük bir alan açtı. İçerisinde bazukası,otomatik silahı ve şarjörleri ile bazuka roketleri bulunan çantasını yastık yaptı.İsm-i Âzam’ı
okudu, yattı.Yakın yerleri yakıp yıkan bombaların seslerine alışıktı ; uyuyabildi.
Nice zaman sonra uyandı.
Dinlenmişti. Kendini iyi hissetti.
Hayat oyuğu biraz olsun aydınlanmıştı. Teyemmüm aldı. Başının üzerinde birbilerine dayalı duran korkunç beton bloklardan kıyam edemedi. Oturduk yerden tekbir aldı. Rabbi’ni büyükledi, hamdetti, şükretti.
Bekliyordu, biliyordu, geleceklerdi.
Kendisine yasaklar koydu : derin uyku
yasaktı, öksürmek yasaktı, tuvalet yasaktı, telsizi açmak yasaktı,
ışık açmak yasaktı.
Sürünerek geldiği yola sıktığı yokoluş sipreyinden bedenine, oyuğuna,
oyuğun girişine de sıktı.
Bekliyordu, geleceklerdi, biliyordu. Soğuk ve karanlık gecelerin
sabahlarına hep zikirle ve sabırla ulaştı.
Yedinci günde eklemlerinde dayanılmaz ağrı ve ayaklarında uyuşma oldu.
Ağrı kesici ilaçtan iki tane birden içti.
Onuncu günde şırıngaya kortizon çekti,
vücuduna zerketti. Bitmek üzere olan suyundan yine bir yudum içebildi ;
yine bir hurma, yine bir parça kurutulmuş et yiyebildi.
Nihayet işgâlciler onbirinci günün gecesinde gediler. Ürkektiler,korkaktılar.
Bir durup bir ilerlediler. Sonra yakına geldiler. İki tane idiler. Demir paletleri üzerinde asabî gıcırtılarla ağır ağır ilerlediler. Daha da yakına geldiklerinde
bazukasına roket taktı ve nişan aldı. Roket tankın demirine değdiğinde yeryüzü yıldızlara kadar aydınlandı. Diğerinin yakıt tankına nişan aldı,
alev havuzundan köpekler bile kaçamadı.
Zorlu ve gizemli görevi bitmişti.
Silahlarını kuşandı. Oymağından çıktı, yanmış insan etlerinin ağır kokuları içinden geçerek hızla uzaklaştı.
Tünelde kayboldu.
Ahmet Akşit
28.12.2023
Ödemiş