Fikir Üretmek – Kutsanacak Düşünceler Nasıl Üretilebilir?

İsmail Akbıyık
21-07-1977 yılında İstanbul Üsküdar'da doğdum. Aslen Çankırı-Ilgazlı'yım. İlk ve orta öğrenimimi Bitlis ve Karabük'te liseyi Çankırı -Çerkes'te 19 Mayıs Lisesinde bitirdim. Lisans ve tezli yüksek lisansı Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesinde yaptım. Meslek yaşamıma Konya ili Kulu ilçesinde öğretmen olarak başladım. Ankara'da çeşitli okullarda öğretmenlik ve yöneticilik yaptım daha sonra Çalışma Bakanlığına bağlı CASGEM başkanlığı yaptım. Şu an Çalışma Genel Müdürlüğünde kariyer uzman olarak görev yapmaktayım. Çeşitli STK larda kuruculuk ve yöneticilik yapmaktayım. İngilizce ,orta düzeyde Almanca ve Osmanlıca bilmekteyim. Evli ve iki çocuk sahibiyim.
05.12.2022
748
A+
A-
Fikir Üretmek – Kutsanacak Düşünceler Nasıl Üretilebilir?

Kapasite zenginliğine ve kabiliyetlerinin tarihi gelişimine bakıldığında, farkındalık düzeyi en yüksek bir varlık olarak yaratılmasına rağmen, kendi üzerinde en düşük seviyede düşünen canlı türü insandır.

İnsan, Yaratıcı tarafından “Ahsen-i takvim” (farkındalığı en yüksek) şekilde yaratılmış, yeryüzünün halifesi olarak nitelendirilmiş ve onurlandırılmıştır. Üstelik akıl – fikir gibi hiçbir canlıya verilmemiş ve nasip olmamış düşünce donanımı insan türüne verilmiştir. Âdemoğlu akıl ile şereflendirilirken, buna bağlı olarak fikir yürütme ve doğruyu bulma iradesi ile de donatılmıştır.

İnsan bundan dolayı davranışlarından sorumlu tutulmuş; ödül olarak onu “İnsan” yapmış, “Emanet-i Kübra” denilen “Benlik” duygusuyla donatmıştır.

Sorulması gereken en temel soru

İnsanoğlu fikir üretmek yeteneğini hangi sıklıkta ve hangi ölçüde kullanmakta ya da kullanabilmektedir?

İnsan, akıl nimeti sayesinde hiç bir canlıya nasip olmamış olanları; güzeli, doğruyu haklıyı daha ötesi kendi Yaratıcısını bulma sansına sahiptir. Çağlar boyunca büyük medeniyetleri incelediğimizde üreten, aklını kullanan, özgürce fikir üreten milletler çağın ötesine geçmişlerdir. Çok ihtişamlı ve dünya bilim ve felsefe tarihine geçecek muhteşem eserler vermişlerdir.

Endülüs medeniyetinin de içinde yer aldığı İslam medeniyeti ve yamuğu fazla olsa da Roma medeniyeti gibi medeniyetlerin gerçekleştirdikleri buluşlar, Rönesans ve reformlar, icatlar özgürce fikirlerin sunulabildiği dönemlerde kendine yer bulmuştur.

Fikir üreten medeniyetler tarihe imza atan medeniyetlerdir. Onlardan kalma somut-soyut tüm eserlerin atındaki imzaya dikkat edin; kimlerdir onlar? Çağ atlamışlar; herkesi kendine hayran bırakan ürünler, sanat eserleri üretmişlerdir.

Fikre düşmanlık neden?

Ne zaman ki, fikir üretmek durmuş veya üretilen fikirler önemsenmemiş, fikirlere sansür uygulanmış, engellenmiş; işte o zaman üretimde sanatta ve insan yaşamında fetret dönemi başlamıştır. Üstelik önemli kazanımlar da kaybolup gitmiştir.

Fikir üretilmeyen toplumlarda ve medeniyetlerde ilimde ve düşüncede istibdat ve baskı egemen olduğu gibi, üretilmiş yeni ve değerli fikirleri terörize etme, fikre düşmanlık gösterme gibi özgürlükleri yok edici uygulamalar görülmüştür.

Bir medeniyetin fikir üretmesinin göstergeleri nelerdir?

Fikir üretilebilen medeniyetlerin ortak özelliği bilimin, düşüncenin özgürce ifade edilebildiği, değer verildiği toplumlara sahip olmalarıdır. Gelişmiş bir toplumun göstergesi, bilim insanlarına, felsefecilere, âlimlere, kısacası “insana” her türlü değerin ve özgürlüğün verilmesidir. Fikir üretebilmenin yolu düşünceye kapı açan kitaplardır ve düşünmeyi sağlayan “okumak”tır.

Okumak, okuyabilmek, yazabilmek birbirleri ile ilintili olup bu zincirin kopması diğerlerinin kendine yaşam alanı bulamamasına neden olur. Bizim medeniyetimiz okumaya düşünceye fikir üretmeye değer veren zorunlu kılan ve farklılığı ön plana çıkaran medeniyetken, ne oldu da bunun tam aksine; okumayan, düşünmeyen, taklitçi, hazırı savunan bir topluma dönüşmüştür?

Ne oldu bize? Niçin Okumuyoruz?

İslam öncesi ve İslam sonrası ilme, düşünceye, fikre önem veren bir millet iken içimize giren bir virüs ile okumayan düşünmeyen, düşünen insanları değersizleştiren yeni fikir ve düşüncelere yok sayan bir hale dönüştük.

Yaratıcı Kur’an kelamında ilk emri İkra’ (oku) olmuştur. Bu kadar önemli bir husus niye ilk emirdi?

Okumayan insanın düşünce ufku düşündüğü yemek kadardır. Mide merkezli yaşayan bir insan okur mu?

Okumayan bir insan fikir üretebilir mi? Onu insan yapan cüzi iradesini doğruya ve iyiye kullanabilir mi?

Bir toplum; düşünceye, fikirlere önem verir ve bunların gelişimine destek olursa o çağın Rönesansını gerçekleştirir. Tarih bize bununla ilgili çok önemli örnekler sunmaktadır. Dünyadaki önemli gelişmelerin arka planına bakıldığında bilime, fikre ve düşünceye önem verildiği, onların gelişebilmesi için yolların açıldığı, desteklendiği, her türlü düşünceye saygı duyulduğu; tüm bunlar için mücadele veren insanların “değerli” olarak kabul edildiği görülür.

Düşünmek sorumluluk almaktır!

İlim, özgür toplumlarda ve fikrini özgür şekilde ifade eden medeniyetlerde kendini bulur. Hatta tatmin düzeyi doruk noktasına ulaşmış medeniyetler doğurur. Büyük medeniyetler özgür fikirlerin ve düşüncelerin temellerinden ayağa kalkmış ve insanoğluna fırsatlar sunmuştur.

Fikir üretebilmenin özgül ağırlığı vardır. Bu özgül ağırlığı ilk önce kabullenebilmek ve saygı gösterebilme derecesine konuşabilmemiz gerekmektedir. Bizim gibi toplumların fikir üretebilmesi bilim üretebilmesi çağın ötesine geçebilmesi için ortamların oluşturabilmesi ve saygı duyma eşiğine geçmemiz gereklidir. Bunu gerçekleştirmiş bir millet olarak daha iyilerini yapabiliriz. Her fikrin bir değer olduğu ve üzerinde düşünülmesi gerektiği olgunluğuna ne zaman ulaşırsak; bilelim ki biz de o zaman o çağın ötesine geçeriz. İnsani ve milli kodlarımız bize önemli misyon yüklemektedir.

İnsanoğlunun önünü açma, onların bu dünyada da öbür dünyada da saadeti içinde bunu yapmamız gerekmektedir. Bu bizim zorunlu vazifemizdir; bunu yapamazsak bu vebalin altından kalkmayız. Artık kendimize gelmeli ve çağ açan çağ kapatan atalarımızın izinde fikirler üretebilmeliyiz. Bu fikirler dünyaya çağ atlatabilmelidir.

Asli görevimiz olan iyilikte yarışmak bu iyilikleri yapacak her türlü ortamı oluşturmak, fikirleri yaymak kötülüklerin, savaşların ve toplumsal kaosun önünü kapatmaktır.

Fikirlere saygı duyulabilen ve fikir üretebilen insanlara değer verilen bir topluma doğru ümit var olarak gayret etmeliyiz.

Fikirlerin özgül ağırlığının her yerde hissedildiği bir zamana ulaşmak dileğiyle, sevgiyle ve fikirler kalın.

Yazar – İsmail AKBIYIK / Eğitimci / PDR uzmanı

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.