Aliya’yı Anlamak

Halil ETYEMEZ
Öğretmen ve eğitimci olan Halil Etyemez, Amasya Eğitim Yüksek Okulu ve İnönü Üniversitesi Eğitim Fakültesi Eğitim Yönetimi ve Denetçiliği Bölümünü bitirdi. Eğitim Yönetimi alanında yüksek lisansını tamamladı. Eğitimciler Birliği Sendikası Genel Sekreterliği, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Bakan Yardımcılığı görevlerinde bulundu. 25 , 26 ve 27. Dönemde Konya Milletvekili seçildi. Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu ve Plan ve Bütçe Komisyonu Üyeliği yaptı. Aynı zamanda Gürcistan Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Başkanı olarak görevine devam etmektedir. İyi düzeyde İngilizce ve arapça bilen Etyemez, evli ve 3 çocuk babasıdır.
25.10.2020
1.095
A+
A-

Kararlı bir mücadele adamı olan Aliya İzzetbegoviç’in hayatı, vakur duruşu ve entelektüel birikimi hepimize yol göstermektedir.

 

Kararlı bir mücadele adamı olan Aliya İzzetbegoviç’in hayatı, vakur duruşu ve entelektüel birikimi hepimize yol göstermektedir.

Aliya’nın tarihe damga vurmuş bir şahsiyet olarak tefekkürüne, aksiyonuna ve eylem adamı kimliğine daha yakından bakmaya ve onu anlamaya çalışmalıyız.

Çünkü Aliya sadece bir siyasetçi, bir düşünür ve aksiyon adamı değildir.

Aliya çok daha ötesi, çok daha fazlasıdır.

O, Müslüman olduğu için zindana atılan bir mütefekkirdir.

O, İslam dünyasını dert edinen bir gönül adamıdır.

O, savaş meydanlarında barışı önceleyen bir komutandır.

O, iyi bir insan olmadan iyi bir müslüman olunamayacağını hayatında yaşayan bilgedir.

Aliya’yı “Yeryüzünün öğretmeni olabilmek için gökyüzünün öğrencisi olmak lazım.” söyleyişinin derinliklerinde aramalıyız.

Aliya’yı “Savaşta büyük zulme uğradınız. Zalimleri affedip affetmemekte serbestsiniz. Ne yaparsanız yapın ama soykırımı unutmayın. Çünkü unutulan soykırım tekrarlanır.” nasihati ile hatırlamalıyız.

Aliya’yı “İslâm korkakların değil, cesur ve atılgan Müslümanların omuzlarında yükselecektir.” niyazında belirttiği Müslüman olmanın, Müslüman kalmanın, Müslümanca yaşamanın örnek mücadelesiyle hatırlamalıyız.

Biz O’nu; “Savaş ölünce değil, düşmana benzeyince kaybedilir.” nasihati ile bilmeliyiz.

Biz O’nu; “İmanınıza, bayrağınıza ve devletinize sımsıkı sarılın.” vasiyeti ile bilmeliyiz.

Bir fikir ve aksiyon adamı olan Aliya, bereketli ömründe Batı’nın fikri, siyasi ve kültürel hücumu karşısında İslam dünyasının nasıl bir tutum sergilemesi gerektiğinin canlı temsili olmuştur.

Avrupa’nın tek dişi kalmış canavar benzetmesini bütün yönleriyle ortaya çıkarmış, Akif’in ne kadar haklı olduğunu bizlere göstermiştir.

İslam, siyaset ve felsefe alanında büyük bir entelektüel birikime sahip olan ve bu birikimini pratik siyaset alanına aktarmadaki kabiliyeti ile Bosnalıları, yaşadıkları her türlü acıya karşı ayakta tutan ‘Bilge Lideri’ tanımak, inandığı ve yaşadığı değerleri her çağa taşımak, hepimizin öncelikli görevi olmalıdır.

8 Ağustos 1925’te Bosna Hersek’in Samac şehrinde doğan Aliya, daha gençlik yıllarında ülkesindeki Müslüman nüfusa yönelik ayrımcılığa başkaldıran isimler arasında yer almıştır.

Aliya, Yugoslavya Krallığı döneminde, temel hedefi ülkedeki Müslüman Boşnakları dini ve milli konularda bilinçlendirmek olan “Genç Müslümanlar” isimli oluşumun öne çıkan isimlerinden biri olmuştur.

1946 yılında tutuklanan ve 1949 yılına dek hapiste kalan İzzetbegoviç, 1970’li yıllarda kaleme aldığı “İslâm Manifestosu” adlı bildirgesiyle dikkatleri üzerine çekmiştir.

İslâm coğrafyasındaki tüm Müslümanlara “İslâm Manifestosu” ile hitap eden İzzetbegoviç, öncelikli olarak özgürlük, İslâmi düşüncenin çağımızda yeniden canlandırılması ve yaygınlaştırılması, günümüz Müslümanlarının vahim durumunun iyileştirilmesi, Batı ile İslâm dünyasının ilişkisi, yeni bir medeniyetin nasıl inşa edileceği gibi konuları bu bildirgesinde derinlemesine işlemiştir.

Avrupa’nın ortasında yok olmayla karşı karşıya kalan Boşnak halkı, Onun bilgeliği, savaşta dahi ahlaklı liderliği, askeri dehası ve medeniyet tasavvuru sayesinde zorlukları aşmış, yaşama inancını ve istiklalini kazanmış, bağımsız bir devlet haline gelmiştir.

Aliya İzetbegoviç Bosna Hersek’in ilk cumhurbaşkanı olmuştur.

Bosna Hersek halkına uluslararası arenada tanınan, bağımsız ve egemen bir devlet bırakan Aliya İzetbegoviç, 19 Ekim 2003’te başkent Saraybosna’da vefat etmiştir.

Cenazesine farklı ülkelerden 150 binden fazla insanın katıldığı Aliya, vefatından önce “şehitlerin arasında mütevazi bir mezara defnedilmek istediğini” vasiyet etmesi üzerine Saraybosna’daki Kovaçi Şehitliği’ne defnedilmiştir.

Rahmetli İzzetbegoviç, “Her şey bittiğinde, hatırlayacağımız şey; düşmanlarımızın sözleri değil, dostlarımızın sessizliği olacaktır.” demiştir.

Türkiye, Bosna için hiçbir zaman sessiz kalmamış, her daim Bosnalı kardeşlerimizin yanında olmuştur ve olmaya devam edecektir.

11 Temmuz 1995’te, Birleşmiş Milletler’in güvenli bölge ilan ettiği Srebrenitsa’da, Birleşmiş Milletler Koruma Gücü askerlerinin gözlerinin önünde gerçekleştirilen Srebrenitsa soykırımını, insanlık tarihinin en utanç verici hadiselerinden biri olarak gören Türkiye bu soykırıma en büyük tepkiyi koymuştur.

Srebrenitsa’da hala dinmeyen bu acıyı Türkiye, her daim uluslararası camiada gündemde tutmaktadır.

Aliya İzzetbegoviç, vefatından bir gün önce yaptığı Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ile yaptığı görüşmede “Siz Evlad-ı Fatihansınız. Onun için buralar size emanet. O emaneti koruyun’ demiş ve ertesi gün vefat etmiştir.

Tüm ömrünü ülkesindeki Müslüman Boşnakların dini ve milli bilincini uyandırmak için mücadeleyle geçiren Bosna Hersek’in ilk cumhurbaşkanı Aliya İzetbegoviç geride hepimiz  için rehber almamız gereken bir örnek bir hayat ve onlarca eser bıraktı.

Mekânı cennet olsun.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.