Demokratik Devlet Yolunda Reform Söylemleri

Niyazi Kaya
Doç. Dr. Niyazi KAYA 01/06/1975 yılında Trabzon'da doğdu. İlk,orta ve lise öğrenimini Trabzon'da tamamladı. 1996 Karadeniz Teknik Üniversitesi Eğitim Fakültesi Coğrafya Öğretmenliği Bölümü'nü bitirdi. Aynı üniversiteden 2003'de yüksek lisans, 2012 yılında Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü Orta Öğretim Sosyal Alanlar Ana Bilim Dalı Coğrafya Öğretmenliği Bilim Dalı Doktora Programı doktora derecesini, 15 Nisan 2020 tarihinde Üniversitelerarası Kurul Başkanlığınca verilen Doçentlik ünvanını aldı. Millî Eğitim Bakanlığı'na bağlı farklı birimlerde coğrafya öğretmeni, ders kitabı yazarı, proje hazırlama, uygulama ve değerlendirme sorumlusu, şube müdürü ve daire başkanı olarak görev yaptıktan son 13/02/2020 tarihinde Lahey Büyükelçiliği Eğitim Müşaviri olarak göreve başlamıştır. Coğrafya, coğrafya eğitimi, cevre eğitimi, öğretmen eğitimi, sosyal bilgiler, insan hakları eğitimi vb. konularda ulusal ve uluslararası dergilerde yayınlanmış makaleleri, kongre ve sempozyumlarda sunulmuş bildirileri vardır. Sürdürülebilir kalkınma için doğa ve çevre eğitimi, ölçme ve değerlendirme, eğitimde ulusal ve uluslararası standartlar ve yeni uygulamalar, bin yılın kalkınma hedefleri, herkes için eğitim, kamu etiği, stratejik plan hazırlama, proje hazırlama, izleme ve değerlendirme, çevre eğitimi, Türkiye Coğrafyası ve jeopolitiği, siyasi coğrafya vb. gibi konularda eğitimler vermektedir. İngilizce bilen KAYA, evli, bir erkek ve bir kız çocuk babasıdır
25.11.2020
893
A+
A-

Demokratik Devlet Yolunda Reform Söylemleri

Siyasi tarih çalışmaları incelendiğinde reform, söylem ve taleplerinin özellikle ekonomik sıkıntıların yaşandığı dönemlerde hemen herkesçe dile getirildiği görülmektedir.

Kendi güvenliği ve bekasını her şeyin üstünde tutan, milleti bu amaç uğrunda örgütlenmesi gereken bir araç olarak gören geleneksel devletten, demokrasinin yaygınlaşmasıyla devleti değil milletin ihtiyaçlarını önceleyen modern devlet anlayışının hâkim olmasıyla reform talepleri, siyaset kurumunun kayıtsız kalamayacağı bir olgu haline gelmiştir. Zira toplum, devletin değişimlere ve yeniliklere ayak uydurmasını istemektedir. Bundan dolayıdır ki demokrasiyle yönetilen devletlerde toplumun beklenti ve ihtiyaçlarını zamanında görerek harekete geçenler halkın teveccühüyle yürütme erkini de ellerinde bulundurmaktadır.

Günümüz dünyasında siyaset biliminde demokrasi, bir ülkeyi muktedir kılan en önemli güç vektörü olarak görülmektedir. Gücünü halktan alan ve halkının taleplerini gerçekleştiren bir devlet ya da hükümetin, hem bekası hem de uluslararası itibarı teminat altındadır.

Soğuk savaşın bitmesi, liberal düşüncenin genel geçer doğru olarak kabul görmesi ve küreselleşmenin tüm dünyayı teslim almasının bir sonucu olarak ortaya çıkan yeni imkânlar ve sorunlar devletleri ve milletleri birçok sorun ve açmazla karşı karşıya bırakmıştır. Bu sorun ve açmazların bazıları şunlardır:

  • Kişi hak ve özgürlüklerinin genişletilmesi ve güvenlik
  • Ulusal egemenlik ve meşruiyet
  • Teşebbüs hürriyeti ve regülasyon
  • Bireysel fayda ve toplumsal maliyet
  • Ekonomik büyüme ve adil paylaşım
  • Milli çıkar ve küresel sorumluluk
  • Ekonomik kalkınma ve sürdürülebilir çevre
  • Çok kültürlülük ile toplumsal bütünleşme ve insicam

Milenyumun başlamasıyla birlikte nerdeyse bütün devletlerin karşı karşıya kaldığı bu sorun ve açmazları uyguladıkları reformist politikalar ile fırsata dönüştüren devletler küresel bir aktör olmaya dönüşürken reform yapmayan ve geç kalan devletler orta kalite tuzağına düşerek tarihsel süreçte edindikleri kazanım ve gelişmeleri de kaybederek gerilemişlerdir.

Tarihte hiç olmadığı kadar baş döndürücü bir hızda bilimde, teknolojide, siyasette ve ekonomide gelişmeler yaşanmaktadır. Bu gelişmeler birçok yeni fırsatları da beraberinde getirmektedir. Şayet yaşadığımız sorun ve açmazları ortaya yeni çıkan değişim ve gelişmelerden yola çıkarak politika üretme konusunda kurumlarımızın kapasitesini daha ileri bir noktaya taşımazsak halkımızın mutluğunu sağlayamayız.

Şüphesiz ki kadim bir devlet geleneğine sahip medeniyetimizin temsil ettiği değerlerin yarınlara taşınabilmesi için karar alıcı ve uygulayıcılara tarihte hiç olmadığı kadar bir sorumluluk düşmektedir. Milletimizin daha mutlu bir yaşam sürdürebilmesi ve devletine güven duyabilmesi için yapılacak reformlar, ülkemizin demokratik olgunluk ve çeşitliliğini kısıtlamaması, birilerini mağdur, muktedir veya mağrur kılmamalıdır.

Bugünün güç dengelerine ve ihtiyaçlarına göre kurgulanan reformlar, toplumun gelecekteki ihtiyaçlarını karşılama ve gelişmesine izin veren sadelik, esneklik ve tutarlılık içinde olamazlar.

Hâlihazırda gündemi meşgul eden reform tartışmalarının, devletimizin 2023 ve 2071 hedeflerine ulaşmasını sağlayacak bazı ilkeler üzerinde yapılması hepimizin yararınadır.

Yapılacak tartışmalarda üzerinde durulmasının yararlı olacağı ilkeler şunlardır:

  • Hukukun üstünlüğünü düstur edinen “demokratik bir devlet”
  • İnsan hak ve özgürlüklerinden taviz vermeden güvenliği sağlayan “özgürlükçü bir devlet”
  • Ekonomik büyümeyi sağlarken, hakça ve adil bölüşümü ihmal etmeyen “sosyal devlet”
  • Ekonomik kalkınma politikalarında başta çevre olmak üzere, gelecek nesillere yönelik mesuliyetinin farkında olan “sorumlu bir devlet”
  • Milli çıkarlarının peşinde koşarken, insanlığa karşı sorumlulukların bilincinde olan “erdemli bir devlet”
  • Politika ve uygulamalarında toplumsal maliyetleri en aza indirgeyecek “düzenleyici bir devlet”
  • Sadece “hesap soran” değil, aynı zamanda “hesap veren bir devlet”
  • Milli iradenin tecellisini “çoğunlukçu” değil, “çoğulcu bir anlayışla sağlayan bir devlet”
  • Halkın tüm kesimlerini kucaklayan ve farklılıkları zenginlik olarak gören “müşfik ve hoşgörülü bir devlet”

Şüphesiz ki demokratik devletlerde yürütme erkini kullanan yürütme organın halktan aldığı yetkiyle devleti yönlendirici ve belirleyici politikaları belirlemeye hakkı vardır. Ama bu hak sınırsız değildir.

Politika üretmede esas olan ve kabul gören kapsayıcı, kuşatıcı ve birleştirici bir dil ile istismarı önleme, eşitsizlikleri giderme ve toplumun her kesiminin sisteme eşit bir ortak olarak katılmasıdır.

ETİKETLER: , ,
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.